![buck [uk] - Turkish English Dictionary](http://asset.tureng.com/images/tureng-logo.png){kind=logo}
| English | Turkish | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | buck [uk] n. | yılan balığı yakalama sepeti |
| General | buck [uk] n. | yılan balığı yakalama sepetlerini tutan bir çerçeve |
| English | Turkish | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | buck [dialect] [uk] n. | küllü veya sabunlu yıkama suyu |
| General | buck [dialect] [uk] n. | küllü veya sabunlu suya basılan kıyafetler |
| General | buck [dialect] [uk] n. | değirmen gövdesi |
| General | buck [dialect] [uk] v. | küllü veya sabunlu suda ıslatmak veya kaynatmak |
| General | buck [dialect] [uk] v. | (kıyafetleri) küllü veya sabunlu suda taşa vurarak yıkamak |
| Gastronomy | ||
| Gastronomy | buck rabbit [uk] n. | galler'e özgü bir tür tavşan yemeği |
| Gastronomy | buck rarebit [uk] n. | galler'e özgü bir tür tavşan yemeği |
